بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَقَدۡ مَكَرُواْ مَكۡرَهُمۡ وَعِندَ ٱللَّهِ مَكۡرُهُمۡ وَإِن كَانَ مَكۡرُهُمۡ لِتَزُولَ مِنۡهُ ٱلۡجِبَالُ ٤٦
Hakıykat, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıb gitmiş olsa bile Allah katında onlara âid (nice nice) cezalar vardır.
فَلَا تَحۡسَبَنَّ ٱللَّهَ مُخۡلِفَ وَعۡدِهِۦ رُسُلَهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٞ ذُو ٱنتِقَامٖ ٤٧
Öyle ise zinhar Allah, peygamberlerine olan va'dinden cayar sanma. Şübhesiz ki Aliah mutlak gaalibdir, intikam saahibidir.
يَوۡمَ تُبَدَّلُ ٱلۡأَرۡضُ غَيۡرَ ٱلۡأَرۡضِ وَٱلسَّمَٰوَٰتُۖ وَبَرَزُواْ لِلَّهِ ٱلۡوَٰحِدِ ٱلۡقَهَّارِ ٤٨
O gün ki yer başka bir yere, gökler de (başka göklere) tebdil olunacakdır. (İnsanlar kabirlerinden kalkıb) bir olan, kahhâr olan Allahın huzurunda toplanacaklardır.
وَتَرَى ٱلۡمُجۡرِمِينَ يَوۡمَئِذٖ مُّقَرَّنِينَ فِي ٱلۡأَصۡفَادِ ٤٩
O gün günahkârların (şeytanlarıyle birlikde) bukağılara vurulmuş olduğunu görürsün.
سَرَابِيلُهُم مِّن قَطِرَانٖ وَتَغۡشَىٰ وُجُوهَهُمُ ٱلنَّارُ ٥٠
Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecekdir.
لِيَجۡزِيَ ٱللَّهُ كُلَّ نَفۡسٖ مَّا كَسَبَتۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ ٥١
(Onlar kabirlerinden şundan dolayı kalkacaklardır ki:) Allah herkese kazandığının cezasını versin. Şübhesiz ki Allah, hesabı çabuk görendir.
هَٰذَا بَلَٰغٞ لِّلنَّاسِ وَلِيُنذَرُواْ بِهِۦ وَلِيَعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ وَلِيَذَّكَّرَ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٥٢
İşte bu (Kur'an) — onunla tehlikelerden haberdâr edilsinler, Onun (Allahın) ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler, akl-ı selîm saahibleri iyice düşünüb öğüd alsınlar diye — (bütün) insanlara bir tebliğdir.